Tebriz- Erzurum kardeşliğine ne oldu?

Şimdi sanki ABD ambargosu, kardeş şehirlerin arasına ‘kara kedi’ gibi girmiş.


Erzurum’daki ilgisizlik, yaşanan bazı üzücü olaylar, Tebriz’deki kardeşlerimizin rotasını değiştirmeye yetmiş.

 

Van’daki STK’lar da bu fırsatı iyi değerlendirmiş.
Tebriz’den giden on binler sınırda çiçeklerle karşılanıyor.
Erzurum cephesi ise erkenden kış uykusuna yatmış.

 

Örneğin Erzurum’a yüz otomobil geliyorsa, Van’a bin otomobil gidiyor.

 

Bize gelenlerin bir bölümü de Trabzon ve Batum’a geçiyor.
Oysa uzun yıllardan beri Tebrizliler, Erzurum’a hem tatil hem de alışveriş yapmak için geliyordu.

 

Sadece mağazalar değil, lokanta ve oteller de Azerilerle dolup taşıyordu.
Şu bir gerçek diğer turistler gibi ‘hava limanı- dağ- otel’ üçgenine çakılıp kalmıyorlardı. Bakıyorum da şimdi geldiğimiz bu durum, hiç kimsenin (buna esnaf da dahil) umurunda değil.

 

 

FAHRİ HEMŞEHRİMİZ HASAN AGAİ’Yİ KAYBETTİK

 

 

Oysa ne güzel başlamıştı.

Erzurum’dan iki otobüs dolusu bürokrat, siyasetçi, gazeteci ve sivil toplum lideri ile Tebriz’e gitmiştik.

 

2012 yılı, Şubat ayının son günleriydi.
Bakü’den yirmi yıl sonra Tebriz’e varmıştık.

 

Traktör takımı seyircilerinin tribünlerden haykırdığı ‘Bakü, Tebriz, Ankara’ sloganında olduğu gibi bu şehirlerde hiç yabancılık hissetmedik.

 

Bakü ve Tebriz’de, İstanbul Türkçesi konuşan genç Azerilere hayran kalmıştık.

 

“Hayrola ne oldu? Nereden aklınıza geldi bunlar?” dediğinizi duyar gibiyim.

Anlatayım.

 

Geçenlerde sevgili meslektaşım Öztürk Akkök’le İran Başkonsolosu Sajad Soltanzade ile tanışmaya gittik.

 

Soltanzade, hem dışişleri mensubu hem de akademisyen.

 

Tanışma faslından sonra, eski Başkonsolos Rıza Kılıçhan’ı ve Hasan Agai’yi sorduk.

 

Kılıçhan, Tahran’da Türkiye Masasına bakıyor.

Hasan Agai ise bu dünyadan göç etmiş.

Üzüldük, rahmet dileğinde bulunduk.

 

Kendisini Erzurum’un fahri hemşehrisi olarak nitelendirirdi. Hasan Agai ile tanışıklığımız ta 1980’li yıllara dayanıyor.

 

O zamanlar Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesinde öğrenciydi.

 

Yanılmıyorsam biri kız, diğeri oğlan iki çocuğu Erzurum doğumluydu.
Üniversiteyi bitirdikten sonra İran Dışişleri Bakanlığında görev almıştı.

 

Uzun yıllar İranlı liderlerin Türk liderlerle yaptıkları görüşmelere tercümanlık, sonrasında Afganistan'da başkonsolosluk yapmıştı.

 


Gelelim yeni Başkonsolos Soltanzade’ye, öncelikle genç, heyecanlı, cana yakın ve idealist biri.

‘Bir Ömür, Bin Haber’ kitabımı hediye ettim. Kitap sayesinde Türkçe okuma- yazmayı ilerleteceğini söyledi.

 

O da Erzurum- Tebriz ilişkilerinin duraklama dönemine girmesinden rahatsız.

 

Dileğimiz birilerinin “Nerede hata yaptık?” demesi ve kardeşleri barıştırmasıdır.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.