Mehmet Emin Yurdakul; "Ben ki bir Türk'üm dinim cinsim uludur / Özüm sinem ateş ile doludur / İnsan olan vatanının kuludur / Türk evlâdı evde durmaz giderim" dizeleriyle, Muallim Naci'nin "Fikre şâyândır Fırat'ın her yeri / Ben ki bir Türk'üm unutmam Caberi"ifâdeleriyle birlikte , Türk ismini bugünkü kavramsallığıyla,1897 Teselya Savaşı sürecinde şiirimizde ilk kez kullanan ve haykıran millî şâirimizdir.
Mehmet Emin Yurdakul; cumhuriyet öncesi sefil Anadolu'nun ve biçâre Anadolu insanının kimsesiz yaşanmışlığını ve sahipsizliğini şiirlerinde yine ilk kez konu edinen ve Anadolu şiirinde; "Kinler için karaları bağlayan/ Zevkler için zelil sefil ağlayan / Acı gören, cezâ çeken, ezilen/ Irzından başka her şeyini veren sen / Ey mübârek Anadolu toprağı / Hani senin bahtiyârlık hukukun / Hür düşüncen, millî duygun, kanunun / Hani senin yeni ruhlu çocuğun / Sevgin, neş'en, çalgın, türkün, oyunun / Ey dertliler yatağı / Yazık sana ağlamayan şiire / Yazık sana titremeyen vicdana" gibi toplumsal haykırış ve seslenişleriyle bakışların Anadolu'ya yönelmesini ve cevrilmesini sağlayan, millì-insanì ve toplumsal temalara ağırlık veren bir şâirimizdir. Ve Ahmet Ağaoğlu, Fuat Sabit Ağacık ve Yusuf Akçura ile birlikte Türk Ocakları'nın da kurucusudur M. Emin Yurdakul. ..
1910'lu yıllarda Erzurum Valiliği de yapan ve daha o yıllarda Erzurum- Rize yoluna dikkat çekerek yolun hemen programa alınarak açılmasınının önemini merkezi hükümete teklif eden, büyük bir devlet adamı ve büyük bir millî şairimizdir Mehmet Emin Yurdakul...Anadolu şiiri mutlaka okunmalı...
Bu müstesnâ insanı ölüm yıl dönümü olan (14 Ocak 1944 ) bu günde minnet ve rahmetle anıyorum.
BIRAK BENİ HAYKIRAYIM
Ben en hakîr bir insanı kardeş sayan bir ruhûm;
Bende esîr yaratmayan bir Tanrı'ya îmân var
Paçavralar altındaki yoksul beni yaralar
Mazlûmların intikamı olmak için doğmuşum
Volkan söner, lâkin benim alevlerim eksilmez
Bora geçer, lâkin benim köpüklerim kesilmez
Bırak beni haykırayım, susarsam sen mâtem et
Unutma ki şâirleri haykırmayan bir millet,
Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir;
Zaman ona kan damlayan dişlerini gösterir,
Bu zavallı sürü için ne merhâmet, ne hukuk
Yalnız bir sert bakışlı göz, yalnız ağır bir yumruk