Elçi Bey'i ölüm yıl dönümünde rahmetle anarken; ölüm yıl dönümünde kendisi ile ilgili Erzurum'da Haydar Aliyev ile birebir yaşadığım bir hâtıramı nakletmek istedim. Elçibey, Azerbaycan Cumhurbaşkanı'dır. Geçiş döneminden kaynaklı hoş olmayan istikrarsız bir süreç ve haylı sıkıntılı günler yaşamakta... Aliyev ise o tarihlerde Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Âli Meclis Başkanı'dır; Ankara'ya gitmek üzere sık sık Erzurum'a gelmekte ve Erzurum valiliğinin misafiri olmakta... Hatta bir gelişlerinde kendilerine "mahallì dadaş kiyâfeti" giydirilerek Erzurum'un Taşmağazalar semtinde bir gezinti yapması ve vatandaşlarla sohbet edebilme imkânı sağlanmıştı. Valimiz ise Mehmet Ağar'dır.
Milli Eğitim Müdürü olarak bir vesileyle valilik makamına uğradığımda; sayın valilinin makamda olmadığını, ancak Aliyev ile rahmetli Naim Hoca'nın makamda başbaşa oturdukları ve sohbet ettikleri ifâde edildi. Durumu fırsat bilerek içeriye girdim ve kendimi tanıtarak Haydar Aliyev'in elini öptüm ve müsaadeleri ile sohbete dahil oldum. "Naim Hoca" Aliyev'e bir müddet Erzurum'da kalan ve Alvarlı Efe'nin de kendisinden etkilendiği "Karabağlı Seyyid Mir Hamza Nigârı"den gazeller okuyordu. Naim Hoca'nın şiirinin bitiminde kendisine hitâben "Ağam benim atamın da geldiği yer Kazak-Karabağ yöresidir. Azerbaycan coğrafyasından ve Tiflis Borçalı-Ahılkelek-Akbababa yöresinden Kars ve Erzurum'a ve Anadolu'nun birçok bölgesine çeşitli tarihlerde ve özellikle de 1828-29, 1853-56, 1877-78 ve 1920'lı yıllarda muhâcır olarak gelip yerleşen yoğun bir nufüs olduğunu" ifâde etmiş olmamdan son derece memnun olmuştu.
Azerbayan'da çokça kullanılan "dada" veya "dadaş" isminin Erzurum'da genel bir isim ve ifâde olarak kullanılmasını ve tüm Erzurumlulara ortak ad olarak "dadaş" denilmesininin sebebini merak ettığini sormuş; ben de bilebildiğim kadarı ile "dadaş" kavram ve ünvanını isim ve sıfat olarak etimolojik yönü ile izâh etmeye çalışmıştım. Aslında Erzurum'un Batı Azerbaycan kültür coğrafyasında yer aldığını ve bu tür kültürel ve folklorik ögelerin haylı çok olduğunu ve aynı şive ve kültürel benzerliklerin bütün canlılığı ile yaşadığını izâh etmiştim. Sözü daha fazla uzatmadan Elçibey'e getirme gayretinde idim.
"Ağam; bizler Elçibey'i çok severiz, bizler onun muvaffak olmasını isteriz. Bizler onu Rus Çarlığının dağılmasından sonra kısa bir süreliğine de olsa özgürleşen Azerbaycan'ın bağımsızlığı için Çekilen bayrak bir daha inmez" diyen ve ''Azerbaycan'ın ilk cumhurbaşkanı rahmetli Mehmet Emin Resülzâde gibi görürüz ve sayarız. Sizi de yakınen biliriz ve severiz. Yıllarca Sovyet İmparatorluğunu yöneten Politbüro'nun en üst ve tek Türk yöneticisi olan sayılı kişisinden biriydiniz ve Türk dünyasının önemli bir Türk buyüğüsünüz. Engin devlet tecrübeniz ve birikiminizle, saç ağartmış, gün görmüş geçirmiş bir büyüğümüz olarak, bundan böyle zor ve sıkıntılı günler geçiren Elçibey'e yardım etmenizi, çalkantılar içinde bunalan ve çıkmaza sürüklenerek huzursuz günler geçiren Azerbaycan devletinin kötü gidişatında, kendisine ilgi ve desteklerinizi esirgememenizi bekleriz.'' türü ve benzeri samimi sözlerle duygularımı ifâde etmeye çalışmıştım.
"Rahmetli Naim Hoca" araya girerek "Heyder Aga; bu muallim menim dostumdur, Fuzûli ve Elesger'den çok şiirler bilir. Yahşi bir adamdır ve düz danişir gonişir, Elçibey'i men de severem." gibi yarı Azerbaycan şivesi ve yarı Erzurum vari hoş ve onore edici ifâdelerle sözlerime hak ve destek vermişti. Haydar Aliyev bu ifadelerimiz karşısında::"Balam dediklerinize aynen katılıyorum. Elçibey has ve hoş bir adamdır. Vatanperver ziyáli bir adamdır. Bağımsızlık için bedel ödemiş ve Türk tarihine meraklı bir adamdır. Ona destek olmaya gayret ediyorum. Ama Elçibey çok hissi (duygusal) ve şair ruhlu bir adamdır. Devlet yönetimi zordur. Hele bizim gibi yeni kurulmakta olan bir devlette... Devlet idaresi bıraz hayâlden uzaklaşıp hakıkatı görmek ister. Aynen Atatürk gibi... Korkarım Elçibey muvaffak olmayacak gibi... Bakalım gelecek günler ne gösterecek?" gibi imâli sözlerini bugün gibi hatırlıyorum.
Nitekim birkaç ay sonra Elçibey Haydar Aliyev'i Bakü'ye davet etti. Ne oldu ne olmadı bilmem, ama Elçibey Cumhurbaşkanlığından ayrılmak zorunda kaldı ve doğum yeri olan Nahçivan- Kelek Köyüne çekildi ve feleğin çemberinden geçen bu kurt politikacı Haydar Aliyev Azerbaycan yönetimini devraldı...
Ölüm yıl dönümünde; gururla "Men Atatürk"ün esgeriyem" diyebilen Elçibey'e ve "Çekilen bayrak bir daha inmez" diyerek özgürlüğü haykıran ilk cumhurbaşkanı Mehmet Emin Resülzâde'ye, "İki dövlet bir millet" vurgusu ile aynı milletin evlâdı olmanın sosyolijik gerçekliğini hoş bir söylem ile kültürümüze kazandıran Aliyev'e ve bu vesileyle Naim Hoca'ya bir kez daha rahmet diliyorum.
Rûhları şâd olsun.