Cumhuriyetin temeli kültürdür, yazıdır, dildir, tarihtir, ilimdir, ahlaktır, sanattır, hukuktur, iktisattır, felsefedir ve dindir. Bu anlayışla cumhuriyet kuruldu. Devlet, kayda değer Batı ve Doğu klasiklerini ve İslam Ansiklopedisini bu yıllarda yayınlıyordu. Bugün itiraf etmeliyim ki, kütüphanemde felsefe ve edebiyat adına kitapların çoğu devletin kar amacı gütmeden yayınladığı o dönemin eserlerdir.
İslam Ansiklopedisinin 1. cildinde Atatürk maddesi yer almaktadır. Bu maddenin sonunda yararlanılan kaynaklardan bir kısmı yabancı dilde Atatürk hakkında yazılan kitapların listesi yer almaktadır. Ben bunlar arasından İngiltere, Fransa gibi Batılı sömürgeci devletlerin işgali altında olan çoğu bağımsızlığını kazanmadığı halde İslam ülkelerinde Atatürk adına 1940 yılına kadar yayınlanan kitapların listesini vereceğim.
1-Said ve Sabit, Siret-i Mustafa Kemal (Kahire, 1922).
2-Emin Elhancı, Muzkerat’ül Gazi Mustafa Kemal Başa, (Kahire,1926). (Arapçada P harfi olmadığı için Paşa, B harfiyle Başa yazılmaktadır, matbaa hatası değildir).
3- Mehmet El Haşimi, El Ebtalus- Selase el Melik Faysal, el Gazi Mustafa Kemal, El Pehlevi Rıza Şah (Bağdat-1933).
4- Mikusch Mesiba, Mustafa Kemal el Mesel-ül Ala (Beyrut- 1933)
5- İkbal Ali Shah, Kemal, Maker of Modern Turkey (London, (1934).
6-Enver Elmurabıt, Mustafa Kemal Başa, (Şam, 1936).
7- Mehmet Tevfik, Kemal Atatürk ( Kahire,1936).
8- Aziz Hanki, Türk ve Atatürk (Kahire, 1937).
9- Mehmet Sabih Abdulkadir, Kemal Atatürk (Kahire, 1937).
10- Mustafa Elhafinavi Elbati, Mustafa Kemal (Kahire,1937).
11- Mehmet Tevfik, İsmail Firdevsi Ferhani, Kemal Atatürk (İran,1938).
İslam ülkeleri bağımsızlık için Atatürk’ü anlamak istiyorlar. Madem Türklerle beraber yaşamayı istemedik, sömürgeci ve Hristiyanları tercih ettik, bu bataktan nasıl kurtuluruz diye çırpınıyorlardı.
Bu nedenle Atatürk'ü tanımak isterler.
Biz kendimizi tanımadık ki, başka ülke devlet başkanlarını tanıyalım. Tanımadan bilgisizce nasıl daahkam kesiyoruz.
Evimizdeki kütüphanelerimizden ya da bir yerlerden alarak okuduğumuz Hz. Muhammed’ e, Osman Gazi’ye, Farabi’ye, Katip Çelebi’ye, Baki’ye Fuzuli’ye, Atatürk’ e, Türk tarihine, medeniyetine, sanatına, hukukuna, edebiyatına, sosyolojisine, tefekkürüne, ahlakına ve iktisadına ait kayda değer kaç eseri sayabiliriz. Dahası Kuran ’ı mealinden okuduk mu?
Türk filim ve dizilerinde görüyoruz hangi filimde ve dizide kitap okunuyor. Ya da lüks konaklarda hani kitap! Misafir odalarımızda son Avrupa usulü koltuklar, vitrinler yer almaktadır.
Daha da vahimi, 1994-1997 yılları arasında 3 yıl boyunca Ankara Başkent Öğretmen Evinde konaklayan Prof. Dr. Samih Bayrakçeken hocamız üzülerek şu gözlemini aktardı;
“ 3 yıl boyunca konakladığım Ankara Başkent Öğretmen Evinin lobisinde oturanlardan elinde bir kitap ya da bir gazete okuyan birisine rastlamadım.”
Bu mekanda genelde eğitimli insanların konakladığı düşünüldüğünde okuma yönünden durumumuzun ne kadar vahim olduğunu göstermektedir.
Üniversitede sosyoloji dersinde öğrencilerime okuma alışkanlıklarının olup olmadığını öğrenmek için şu soruları sorarım:
Köyünüzde, mahallenizde ve kasabanızda gazete ve kitap okuyan insan gördünüz mü?
En son okuduğun kitap hangi kitaptır?
Kitapçıya ne sıklıkla uğrayarak yeni yayınlanan kitaplara bir göz atar mısınız?
Hiç kitap hediye ettiniz mi?
Evinize gazete ne zaman alında?
İlk gazeteyi ne zaman okudunuz?
Öğretmenlerinizden gazete ve kitap okuyan var mıydı?
Her hangi bir radyo programına katılarak düşüncenizi paylaştınız mı?
Okuma konusunda öğretmenlerinizden size örnek olan oldu mu?
Sosyal baskı oluşturarak zorla satılan siyasi, ideolojik, cemaat ve tarikata ait gazeteler ve kitapları hariç tutarsak bu sorulara cevap çok istenen düzeyde verilemedi.
Ülkemizde her 7 kişiye bir kitap, Japonya da her kişiye 7 kitap düşmektedir.
Okuduğumuz kitapların sorgulanması da ayrı bir konu. Tek taraflı, saçma, hurafelerle dolu bir kitabı okumaktansa okumamak daha hayırlı demek geliyor içimden.
Bilgisizlik bizi tanımadığımıza karşı hem düşmanlaştırmak ta hem de ön yargılı ve peşin hükümlü yapmaktadır.
Not: bir önceki yazımın başlığı Kadir Mısırlıoğlu’nu Anlamak’tı. Değerli hocam Prof. Dr. Samih Bayrakçeken beni uyararak Mısıroğlu olacak dedi, uyarıda bulunduğu için teşekkür ederim.