Başlığı görüp okumaktan vaz geçmeyiniz lütfen...okuyan arkadaşların bir kısmı zaten kendi hikâyelerini okumuş olacaklar...bir kısmı da sayfa arkadaşlarının hikâyelerini...
Fütüroloji zaten adından anlaşılıyor...gelecek bilimi...fütürolog da tabii gelecek bilimcisi...biraz daha geniş tarifi de şöyle...''...geleceğe dair bilimsel, teknolojik ve sosyolojik gelişmeleri, mevcut şartları ve eğilimleri temel alarak inceleyen bilim dalı''...dikkat ediniz lütfen, bilim dalı ve dünyanın bir çok üniversitesinde kürsüsü mevcut...
Benim ilgim efendim, John Naisbitt ve Patricia Aburdene ile başlar...daha doğrusu, onların ''Megatrends 2000'' isimli kitabıyla...
O kitaptaki tahminlerin bir kısmı tuttu ve tabii bir kısmı da tutmadı...ancak, Çin'in ekonomik büyümesine dair tahminleri, tutmayan tahminlerini de örter...
Türkiye'ye ilişkin tahminlerini tuttu saymak da mümkün tutmadı saymak da...Türkiye'nin tabiatını kavramanın imkansızlığı, deyip geçeyim mi...
...
Türkçe Vikipedi, bu başlık altına iki fütürolog almış efendim...Michio Kaku ve Marc Goodman...bizden merhum profesör Server Tanilli de dipnotlara girebilmiş...
Michio Kaku, teorik fizik profesörü ve galiba onların en iyisi...hiç değilse en çok bilineni...gençken, evlerinin garajında partikül hızlandırıcısı inşa ettiğini söylersem yazıyı burada bırakırsınız...söylemeyeyim...''Geleceğin Fiziği'' isimli kitabını okumak bile zor...kitap da zaten biz okumayalım diye ''ODTÜ Yayınları'' ndan çıkmış...
Marc Goodman, bir CIA çalışanı...dünyanın en çok bilinen siber suç ve digital güvenlik uzmanı...o da ''Geleceğin Suçları'' nı yazmış ki zar zor da olsa okuyabiliriz...
,,,
Eve mahkumiyetimiz malum ve hepimizin başında...ilaveten, ben kolay yorulan bir adamım...netflix seyrediyor, yoruluyorum...lugat okuyor, yoruluyorum...dönüyorum sosyal medyaya...sair zamanlardakinin dört katı beş katı...
Bilhassa facebookta, hepsi sağ olsun var olsun, fütürologdan geçilmiyor...bizimkilerin yanında Michio Kaku kaç para...corona virüsünden sonraki dünyayı tarif eden edene...vallahi içlerinden yeni düzenin adını koyanlar bile çıktı...
...
Buraya kadar sabrettiyseniz, birazcık daha sabredin merhum Hilmi Ağabeyi ile bir hatıramızı nakledeyim...fena denk geldi...
Kahveciydi ve kahvesi ile evinin de bulunduğu mahallenin muhtarıydı...arkadaşımızdı, iyi adamdı, hoş adamdı, nurlar içinde yatsın...eğer kusur sayılırsa, küçücük bir kusuru vardı...konu ne olursa olsun, araya girecek, kendisi konuşacak ve sürekli konuşacak...
Hayrettin Kotangil'le eve gittik ve yatmadan jeofizikle ilgili bir kitaptan bir şeyler ezberledik...ne onun aşinalığı var tabii ne de benim...işte kısa bir süre içerisinde ne kadar ezberlenebilirse...maksat, Hilmi ağabeyi sözümüzü kesip araya giremesin...
Ertesi gün, o masaya gelinceye kadar ağzımızı açmadık...geldi ve biz jeofizikten konuşmaya başladık...birer ikişer cümle söyledik söylemedik...Hilmi Ağabeyi lafı ağzımızdan aldı...
Bundan gerisi genel ahlâka aykırılığı (!) sebebiyle sansürlüdür...Heyro Baba'yı tanıyanlar tahmin ederler...