Erzurum siyasetinin hiç kuşkusuz son 15 yılında en etkili ismlerinden birisi Recep Akdağ...
Ak Parti ile birlikte siyasete başlayan ve kesintisiz olarak en uzun süreli Sağlık Bakanı olarak görev yapan, Başbakan Yardımcılığı koltuğunda oturan Akdağ, şüphe götürmez ki artık siyasette ustalık çağında.
Güçlü Ak Parti hükumetlerininde tam desteği ile gerçekleştirdiği 'Sağlıkta Dönüşüm Programı' ile ülke genelinde tanınırlığı ve bilinirliğini zirveye taşıyan Recep Akdağ, Erzurum'da nasıl bir siyaset adamı olarak öne çıkıyor?
Bakanlık dönemlerinde hafızalara kazınan cümlesi ''Ben, Erzurum'un değil Türkiye'nin Bakanıyım...'' oldu.
Akdağ'ın, Erzurum ile ilgisi sadece seçim dönemlerinde tartışmasız listenin ilk sırasında olmak ve listeleri şekillendirmek oldu.
Bir de 'menzilciler' olarak bilinen Adıyaman merkezli bir tarikatın mensuplarını, bürokrasiye yerleşmeye vesile olmak ithamları, iddialarıyla namlandı.
Bu yolda Sayın Akdağ ile kol kola girenler öyle rahat büyüdüler ki, hiç yorulmadan hedeflerine şıpbadak ulaşıverdiler. Bunu en sağlam ve en kolaylıkla da Erzurum'da gerçekleştirdi, halen daha da gerçekleştiriyorlar.
Şöyle etrafınıza bir bakın!
Kimlerin, hangi işleri, hangi argümanla nasıl aldıklarını, göz açıp kapayıncaya kadar sizin hayal edemediğiniz menzillere nasıl ulaştıklarını görürsünüz!
Lafı fazla uzatmayalım!
31 Mart 2019'da bir seçim var. Doğal olarak adaylar, aday adayları artık netleşiyor ve her siyasi parti ipi göğüslemek için en ideal ismi aday etmenin telaşındalar.
Ancak; Erzurum'da işler biraz farklı!
Çünkü, burası bir partinin özellikle de MHP ile ittifak yaptıktan sonra Ak Parti'nin adeta, aday değil direk belediye başkanı belirlediği bir şehir...
Durum böyle olunca da ustalar kolları sıvadı!
Çünkü onlar hep terlemeden yemek, emeklemeden menzile ermek derdindeydiler ve halen de o dertdeler!
Görüyorsunuz!.. Erzurum'da Büyükşehir dahil, her ilçeden Ak Parti içinde en az bir, bazı ilçelerde üç-dört, Recep Akdağ'a yakın isim var... Bunların hepside bizzat ustası tarafından seçilip sahaya sürülmüşler.
Bu ekip bu işi eskiden biraz daha tumduraklı yapardı. Şimdilerde o kadar özgüvenleri tavan yapmış ki, adeta Ak Parti'nin içinde 'paralel bir parti' olmuşlar...
Biliyorum bu yazımın altına şimdi bu ihvanlar; bini bir para küfür, hakaret yağdıracaklar. Varsın yağdırsınlar!
Biz, testi kırılmadan üstümüze düşeni söyleyelim de; yarın yine 'Allah'ım affetsin, kandırıldık!' diyenlerden olmayalım.
Ha, bu arada bir kaç şeyi de hatırlatmış olalım;
Sayın Akdağ, evet siyasette ustasınız. Ama emin olun ki, bu kez gerçek bir siyaset ustası var karşınızda; hem de çekirdekten yetişme... Tanıdığımız kadarıyla bu Sekmen Usta, sizin o 'el verme' numaralarınızı yutmaz!
Ve en önemlisi, yine tanıdığımız kadarıyla siz kendinizi usta sana durun; gerçekten bir siyaset dahisi olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hiç yutmaz!
Hele, ustaların ustası olan bu millete hiç yutturamazsınız!
Öyle bir ayar çeker ki; ikinizin de tüm hikayesi 'bir varmış, bir yokmuş' diye başlayan masallara döner!
Bizden söylemesi!
Bu vesile ile geçtiğmiz günlerde kaybettiğimiz değerli hemşehrimiz Şair Refik Durbaşı'da anmış olalım...
Elim sanata düşer usta
Dilim küfre, yüreğim acıya
Ölüm hep bana
Bana mı düşer usta?
Sevda ne yana düşer usta
Hicran ne yana
Yalnızlık hep bana
Bana mı düşer usta?
Gurbet ne yana düşer usta
Sıla ne yana
Hasret hep bana
Bana mı düşer usta?